29 Temmuz 2008 Salı

Tatilin ilk kısmı ve ilk çadır



Öncelikli planım, çıkarken 2-3 gün Kaz Dağları'nda Hızır Kamp içerisinde kalıp daha sonra güneye inmekti.
Bununla ilgili tüm hazırlıkları yapmalıydık. Hemen internetten -maceracumhuriyeti-nden lafuma marka çadırımı sipariş ettim. Dışarıda 40-60 ytl'ye de (çin) çadır varken ben 220 ytl bayıldım (kurunca bi baktım o da çin :) ). Neyse görenler çadırıma güzelmiş deyince biraz rahatlamaya çalıştım :) . Ardından bir büyük marketten iki kişilik şişme yatağımızı ve pompasını aldık. Ve bir sürü diğer ıvır,zıvır.
Edremiti geçince Akçay'a gelirken Zeytinlik'e döndük ve güzel bir yoldan MehmetAlan köyüne devam ettik, malum kamp yerimiz oralarda bir yerde. Allah'tan herkes neyin nerede olduğunu biliyor, ki sorarak bulabiliyorsunuz. Derken arkadaş tavsiyesi üzerine bir yol ayrımı ile Hasan Boğuldu'ya uğradık. Kesinlikle görmeye değer ancak, görmek için değil piknik yapmak için hazırlıklı gidilmeli. (ilk iki foto)

Orayı gördük ve yolumuza devam ettik. MehmetAlan köyünden sonra kesinlikle traktör ve jeep haricinde araç sokulmaması gereken yola aracımızı soktuk. Ve uzun gelen kısa bir yolculuktan sonra kampa ulaştık. Açıkçası yol üzerinde geçtiğimiz zeytinliklerden kurtulamayacağız derken, beni şaşırtarak, derecik kıyısında ağaç gölgelikleri arasında küçük bir 'cennet' bulduk. İlk dikkatimi çeken ortamın sessizliği, serinliği, taşla yapılmış küçük baraj gölü -yüzmek için çok müsait-, ve bu göl üzerindeki sal gezintisi. Sitesinde yeterince bilgi mevcut, gene de gitmeyi düşünürseniz beklentinizi çok yüksek tutmayın. Bir de kesinlikle rezervasyonsuz almıyorlar, ve rezervasyon için kaparo alıyorlar :) -bu arada bana göre fiyatlar çok yüksek- .
Ben beklentilerimi yüksek tutmuşum, çadır yeri de olmayınca burayı pas geçip güneye yolumuza devam ettik.
Dönüşte köye girerken Türkmen sünnet düğününe de rastladık. (üçüncü foto)

Kaz Dağları bir başka bahara kaldı... Ve ilk çadırımızı kuramadık :)

Hiç yorum yok: